Bu yaratıcı sanat dediğim şey, öyle kolay bir şey değil yazık ki..!
“A Noktası: Giotto, B Noktası: Duchamp, C Noktası: ?” isimli tezimi ilk kez 2004 yılında İstanbul Teşvikiye Nelli Sanatevi’nde bir konferansla sunmuş, daha sonra bu konferans, Türkçe ve İngilizce olarak kitaplaşmış ve daha sonra Tekhne Yayınları’ndan çıkan “Sanatın Yeniden İnşası” isimli kitabımda, bu kez de Türkçe kısım, C Noktası üzerinden tartışma metinleri yazılarak ele alınmıştı. C Noktasını işgal edecek bir sanatçının hareketli görüntü ile ilgili olacağına da bir sonuç olarak dikkat çekmiştim. Bu hareketli görüntüyü ortaya koyacak sanatçının yaratıcılığının olup olmaması konusu “Giotto”, “Duchamp’a dek oluşan aradaki yaratıcı sanatçılar” ve “Duchamp”ın doğru çözümlemelerle çok iyi anlaşılmasına bağlı demiştim. Unutmayınız ki mesele görsel sanatlar kapsamında ele alınıyorsa, orada resim sanatı için söylediğimiz kazanç ve kaybetme unsurları en temel kertede değişmez. C Noktasına dek dile getirdiğim çağının ötesinde sanatçılar, hiç bir zaman tasarım sanatı ile uğraşmadılar. Onlar sanat tasarımı ve karşı sanat tasarımı geliştirdiler. O nedenle, malzeme ve o malzemenin uzamda eleman olması yönünde, resmin düştüğü tuzaklara bugün teknoloji aracılığıyla hareketli görüntüyü kullanan sanatçılar da düşebilirler. O nedenle popüler olma hevesinde olanların daha da çok söz konusu tuzaklara kendilerinin yakın olduklarını bildiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Arkası dolmayan bir popülerlik demek, sanatçının aslında bomboş olduğunun net göstergelerinden biridir. Gerçek anlamda sanatçı değil, çalışmaları gezintiye çıkmalı, kısacası ortalıkta onlar gözükmelidir. Refik Anadol ve benzeri isimlerin ortaya koyduklarına bu yazdıklarım bağlamında değerlendirmelerde bulunulursa, en tarafsız eleştiri o zaman elde edilebilecektir…


Henüz your yapılmadı.